28.6.2008 Cumartesi günü derneğimizin genel kurulu yapıldı.
Genel Kurulda, merkezimizin kuruluş ilkelere ve çalışma prensipleri görüşüldü, Azerbaycan Kültür Merkezi derneğinin, kuruluş ilkeleri ve çalışma prensipleri adıyla, 19 maddelik metin oluşturuldu..
Türkiyede yaranmış olan, Türkiye Azerbaycan Dernekleri Federosyonuna katılma kararı alındı.
Tüzüğün, dernek yöneticileriyle ilgili bölümünde değişiklik yapılarak, yönetim kurulu üyeleri sayısı 11'e çıkarıldı.
Yönetim kuruluna seçilen 11 kişi, yedeklerde yer alan 11 kişi, denetleme kurulu asıl ve yedek 6 kişi, toplamda 28 kişi, eşit söz hakkına sahip,danışma kurulu olarak adlandırıldı.
Kültür Merkezimizin tüm faaliyetlerinin 28 kişilik danışma kurulunun kararıyla ve çalışmasıyla yapılmasına karar verildi.
Sonunda da Danışma Kurulu üyeleri şöyle belirlendi (yönetim kurulu asıl , yedek ve denetleme kurulu asıl, yedek üyelirleri )
Yönetim Kurulu asıl üyeliklerine;
Cemal Mehmethanoğlu, Nazim Aliyev, Rıfat Karaca, Gürbüz Vurkır, Asif Qurbanov, Hüseyin Güzel, Hasan Ocak, Afet Rustemova, Serane Şuay, İsa Ambarcı, Güven Sevilmiş,
Yönetim Kurulu yedek üyelirlere;
Fuat Acarlı, Atalay Ekinci, Orhan Çiftçi, Natavan Ünal, Nilgün Özbey, Fatih Akıcı, Volkan Özışık, Ferid Muradov, Kemal Aksüyek, Lokman Kızılören,Oktay Şafi, Celal Mehmethanoğlu,
Denetim Kurulu asıl üyeler;
Halim Yıldırım, Şaban Akıcı, Nilgün Özbey
Denetleme Kurulu yedek üyelirlere;
İsmet Develi, Saffet Yahşi, Qara Çetinkaya,
28 Haziran 2008 Cumartesi
15 Haziran 2008 Pazar
Azerbaycan Kültür Merkezinin 1. Genel Kurulu Yapılıyor
28. 2008 tarihinde, Azerbaycan Kültür Merkezi 1. genel kurulunu yapıyor.
Küçük bir şenlik ve kokteyl ile sonuçlandırılacak kongreye, İzmir'de yaşayan Azerbaycan kökenli tüm dostlarımız ve Azerbaycan sevenler davet edildi.
Genel Kurul, Konak Belediyesi, Alsancak Kültür Merkezi, Nevzat Benal Salonunda, 28.6.2008 Cumartesi günü saat 14.00-17.00 arasında gerçekleşecektir.
Genel kurulla ilgili daha geniş bilgiyi http://azerbaycankulturmerkezi.blogspot.com adresinden alabilirsiniz.
1 Haziran 2008 Pazar
Yaşasın İzmir-Bakı-Tebriz Gardaşlığı
Bakı İzmir Tebriz
29 Mayıs gecesi yaptığımız, Cumhuriyetimizin 90. yılının kutlama programında, konser salonun arka sıralarında, hem konseri dinliyorum, hem de düşünüyorum.Elgün Quluyev’in söylediği şarkıları, meni 20 yıl öncesine götürüyor. 20 yıl önce aynı şarkıları Reşit Behbudov okumuştu. 28 Nisan 1988 yılında İzmir’e gelen dahi sanatçımız, Atatürk Kültür Merkezinde, Elgün’ün Repertuarına çok benzeyen bir konser vermişti. Şarkıları aynıydı, sanki ses de aynıydı.İki sanatçımızın da sesleri ve söyledikleri şarkılar birbirinin aynı gibiydi.Konser öncesi, yazdığım davetiyelerde, “Azerbaycan’ın genç Reşit Behbutovlarından, Elgün Quluyev…” diye bir cümle kullanmıştım. Konser sırasında bu benzetmemin ne kadar doğru olduğunu düşünüyorum.Piyano’nun tuşları ise adeta Terane Abbasova hanımın parmaklarının altında eziliyordu. Terane hanımın tarzının, ünlü piyanist (Reşit Behbutov’un konserinde ona eşlik etmişti) Çingiz Sadıkov’a ne kadar benzediğini düşünüyordum. Konser sırasında düşündüm ki, “Reşit Behbutov yeniden İzmir’e geldi.”Elgün’ün söylediği şarkılar, beni 20 yıl öncesine götürdü. 20 yıl öncesi konseri düşünürken, bu konserle birlikte, o zamanki Büyükşehir belediye başkanı Burhan Özfatura’nın Belediye meclis kararıyla, Bakı ile İzmir’i kardeş şehir ilan etmesi aklıma geliyor. Sonra ise, İzmir-Bakı kardeşliğinin zaman içinde nasıl yaddan çıktığı, Belediye başkanları değiştikçe, bir önceki başkan zamanında alınan kararların nasıl unutulduğunu düşünüyorum. İzmir-Bakı kardeş şehir ilan edilmesinin tekrar yadlara salınması için, Kültür Merkezimize büyük işler düştüğünü, bu kardeşliğin tekrar canlandırılması için neler yapmamız gerektiğini düşünüyorumSonra bir şey daha aklıma geliyor, İzmir’de yaptığımız kültürel etkinliklerde her zaman Tebrizli sanatçıların da bizimle olduklarını hatırlıyorum. Bir dönem, Seyfi Azeroğlu, Möhsin Qurbani, Huşeng Azeroğlu, daha sonraki dönemlerde de Cavit Tebrizli ve son olarak ta, Tebrizli Reza Cudi…İzmir’deydiler.Bakı ile Tebriz zaten doğma kardeştiler. İzmir ile de Bakı 1988 yılında kardeş ilan edilmişti. O zaman, İzmir ile Tebriz’de kardeş sayılmalıydı. “Kardeşimin kardeşi benimde kardeşimdir” mantığıyla düşününce ve Tebrizli sanatçı dostumuzun da konserimizde oluşu, bende, İzmir ile Tebriz şehrinin kardeş kabul edilmesi ve ilan edilmesi gerektiğini fikrini oluşturuyor.Şehirler arasındaki kardeşlik unvanlarını, genel olarak belediye meclisleri veriyor. Bizim yada benim böyle bir unvan vermeye hakkım var mı? Yok mu? Diye düşünüyorum. Sonra soruma cevap veriyorum. İzmir’de 28 yıldır yaşayan bir vatandaş ve İzmir’de var olan bir sivil toplum örgütünün başkanı olarak, böyle bir kardeşlik ilan etmeye hakkım olduğuna karar veriyorum.Konser bitiminde, konsere katılan sanatçı dostlarıma ve şenliğimize destek olanlara teşekkür belgelerine vermek için sahneye çağırıldığımda, bu düşüncelerimi şenliğimize katılan dostlarımıza da açıyorum. İzmir-Tebriz-Bakı kardeşliğini ilan ediyorum. Kendi kendime söz veriyorum. Bu şiarı, bu güzel üç şehrimizin, halkına da ulaştıracağım ve benimseteceğim. Öncelikle unutulan Bakı İzmir kardeşliğini tekrar hatırlatacağım ve İzmir ile Tebriz’in kardeşliğini tüm dünyaya ilan edip, kardeşlik fikrini Tebriz ve İzmir ahalisine benimseteceğim.İzmir Tebriz kardeşliğini düşünürken, 1970 li yıllardan beri İzmir’de tahsil alan binlerce Tebrizli gençler aklıma geliyor.1980-1987 yıllarında birlikte okuduğumuz Tebrizli arkadaşlarım aklıma geliyor, 75-82 yılları arasında İzmir’de okurken Akordeon çalan Perviz bey, şu anda İstanbul’da bir özel hastanede çalışan Dr. Rıza, Uşakta Göz hekimi olarak çalışan Dr Cafer bey, o anda salonda olan Dr Mesut, Makine mühendisi dostumuz Aziz bey, Eşi İzmirli olan ve şu anda Londra’da diş hekimi olarak çalışan Ahmet, Danimarka’ya iltica eden kızıl saçlı Ekber ve sayıları yüzlerle ifade edilebilecek Tebrizli dostlarım aklıma geliyor. Onların bu ideaya benim kadar destek verecekleri aklıma geliyor. İzmir’de yaşayan 20000’den çok Azerbaycan Türkünün destek vereceği aklıma geliyor.Ben sahnede İzmir Tebriz kardeşliğini ilan ettiğim sırada, salonda bulunan dostumuz Aziz beyde, bana Tebrizli, Azerbaycan’ın en büyük şairlerinden Şehriyar’ın bir posterini armağan ediyor. İki anlamlı olay üst üstü geliyor.Ben fikrimi ilan ettikten sonra, mikrofonu alan Tebrizli Reza Cudi dostumuz, benim fikirlerime katıldığını söylüyor.Ertesi gün bu fikrimi, telefonla Cavit Tebrizli dostuma da açıyorum ve onun da bu fikre memnuniyetle katıldığını duyuyorum.Bu fikri ilan ettikten sonra sıra geldi, bu şiarı, dünya kamuoyuna ulaştırmaya, zor olan bir görev bekliyor beni ve kültür merkezimizi.
Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin 90. kuruluş yıldönümünün ve şenliğimizin düşündürdükleri.
Azerbaycan Halk Cumhuriyeti 2 yıla yakın yaşamıştı. daha sonra Sovyet Azerbaycan Cumhuriyetini oluşmuştu.. Bağımsız bir devlet olmazsa bile bu devletin yaşadığı 70 yıllık süreçte, çok şey olmuştu Azerbaycan da. Azerbaycan halkı bu süreçte bir millet gibi şekillenmiş, çağdaş milletler arasında yerine alan bir devlete dönüşmüştür. Azerbaycan edebiyatının, Azerbaycan müziğinin, Azerbaycan tiyatrosunun, Azerbaycan sinemasının, genel olarak Azerbaycan kültürünün geliştiği yıllar bu yıllar olmuştu. Sonra ne olmuştu, 1991 yılında Azerbaycan tam bağımsız bir devlete dönüşmüş ancak 17 yıllık bu süreçte Azerbaycan kültürel olarak gerileme devri yaşamaya başlamıştı. Bağımsız devletimiz güçlendikçe bu olumsuz değişimin, olumluluğa dönüşmesini arzuluyorum.· Biz, 50 milyonluk Azerbaycan halkının 10 milyonunun Cumhuriyet bayramını kutluyorduk. Geri kalan 40 milyon halkımızın 10 milyona yakını değişik ülkelere dağılmış ve kendi topraklarından ayrı yaşarken, 30 milyon Azerbaycanlı ise, başka bir milletin esareti altında yaşıyordu. Ana dilinde eğitim alma hakkından, kendi kültürünü geliştirme hakkından yoksun olarak. Dünyada yaşayan halkların %90’ın kendi devletinde özgür yaşadığı bir çağda, halkının % 60’esaret altında olan bir milletin aydını olarak utanıyorum, bu cümleleri yazınca.· 2005 yılı 28 Mayısında, Azerbaycan’ın büyük sanatçılarından Lütfiyar İmanov’un katılımıyla Cumhuriyet Bayramımızı kutlamıştık. Şimdi ise Lütfiyar İmanov yaşamıyor artık.· 2005 yılında yaptığımız büyük kutlamada Cavit Tebrizli katılmıştı, bayram şenliğimize, bu bayram şenliğimizde ise yine Tebrizli Reza Cudi vardı aramızda· Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin 90. kuruluş yılını kutlarken, 21 asrın Azerbaycan halkının tamamına özgürlük ve birlikte yaşam sunmasını, işgal edilmiş topraklarımızın özgür olmasını ve dünyanın değişik yerlerinde yaşayan 50 milyon Azerbaycanlıya büyük mutluluklar ve başarılar yaşatmasını diliyorum.
29 Mayıs gecesi yaptığımız, Cumhuriyetimizin 90. yılının kutlama programı
29 Mayıs saat 20.00 başlayan şenliğimiz, İzmir'de hukuk tahsili alan Azerbaycanlı öğrencilerden Ferid Muradov'un açılış konuşmasıyla başladı. Ferid Muradov, yaptığı konuşmada, Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin kuruluş sürecini ve Azerbaycan Cumhuriyetinin bugüne kadar süren yaşamını anlattı.Daha sonra yine, Ferid Muradov tarafından hazırlanan, Azerbaycan Halk Cumhuriyetin kuruluşundan bu güne kadar Azerbaycan Devletinin yaşadığı süreci anlatan, sinevizyon gösterisi yapıldı.Bu gösteriden sonra, Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin 90. kuruluş yıl dönümü nedeniyle yapılan, İzmir'de tahsil alan Azerbaycanlı Öğrenciler arası santranç turnuvasına katılan öğrencilere ödülleri verildi. Cemlak adına Serane Şuay Mehmethanoğlu ilk üç dereceye giren öğrencilere ödüllerini verdi. Daha sonra ise Tural Trade adına Asif Qurbanov, turnuvaya katılan tüm öğrencilere, santranç takımları ve Azerbaycan Bayrağı hediye etti.Ödül töreninden sonra, şenlik programımız başladı. Tebrizli Reza Cudi, sahnedeki yerini aldı. İlk söylediği şarkı, Tebriz şehri adına yazılmış bir şarkıydı. Daha sonra ise, halk mahnıları ve sonunda da Üzeyir Hacıbeyov'un bestelediği, Sensiz adlı şarkıyı seslendirdi.Sonra sahneyi, Terane Abbasova ve Elgün Quluyev aldı. Birbirinden güzel 15 eser seslendirdi sanatçılar. Çağdaş Azerbaycan bestekarları resmi geçit yaptılar adeta. 20 yıl önce Reşit Buybutov'un İzmir'de vermiş olduğu konserin bir benzerine yaşattı, sanatçılar bizlere.Tam 20 yıl bir ay bir gün önce, 28 Nisan 1988 tarihinde, İzmir'de konser veren Reşit Beybutov'da bu şarkıların bir kısmını seslendirmişti.Elgün Quluyev ve Terane Abbasova'nın konserleri sonrasında, şenliğimize katılan sanatçılara ve şenliğimeze destek olanlara teşekkür belgeleri verildi. Ve şenliğimiz bu şekilde sona erdi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)