2 Eylül 2008 Salı

Azerbaycan Kültür Merkezi başkanının, basın açıklaması

Sayın ve sevgili basın mensubu arkadaşlar,

Geçen gün gazetelerden birisinde okuduğum bir yazı sonrasında bu mektubu kaleme almaya karar verdim.

Önce şunu bilmenizi isterim. Azerbaycan ile Türkiye, Bir Millet, İki Devlet’tir. Bu bir ajitasyon sloganı değildir. Devlet kademelerinde bazı kişilerinde bu sloganın gerçekliğinin farkında olmadıklarını, bu sloganı bir ajitasyon sloganı olarak algıladıklarını görüyorum. Ama böyle algılanmamalıdır. Bu slogan bir GERÇEĞİ ifade ediyor.

İçinizde Azerbaycan’a giden var ise, yada, Türkiyeli Azerbaycanlılardan dostu olanlar var ise, Türkiye Türkleri ile Azerbaycan Türklerinin gerçektende bir millet olduğunu biliyorlar.

İkinci olarak şunun da bilinmesini istiyorum. SSCB dağıldıktan sonraki birkaç yılda, Ermenistan, yüzlerce yıldır Azerbaycanlıların yaşadığı KARABAĞ topraklarını, işgal etti. 1.000.000 dan çok Azerbaycanlı yurdunu yuvasını terk etti ve Azerbaycan’ın değişik yerlerinde, çadırlarda, vagonlarda, okullarda, yoksulluk yaşıyorlar.

Azerbaycan’ın uluslar arası sözleşmelerle tanınmış sınırlarının % 20’si şu anda Ermenistan’ın işgal altındadır.

Şu gerçekliğin de bilinmesini istiyorum. Şu anda, Ermenistan devletinin yer aldığı topraklarda, 1915 yılından önceki yıllarda Ermeni nüfusun en yoğun oldukları bölgelerde bile, nüfus yoğunlukları,% 20’nin altındaydı. Ermenistan’ın başkenti Erivan (İravan) 1915 yılı öncesinde bir Türk Şehriydi.

Erivan’da , İravan hanlığı (Azerbaycan hanlıklarından birisi) yaşıyordu. Çar Rusya’sının politikaları ve Ermeni terör örgütlerinin saldırıları sonucunda, o bölgede Türk nüfus köylerini terk etmeye zorlanmış ve süreçte Ermenilerin nüfus çoğunluğuna ulaşması ve SSCB’nin kurulması sürecinde, 1915 yılına kadar Azerbaycanlı nüfusun, % 80 olduğu topraklarda Ermenistan kurulmuştur.
Benim ailem’de, 1916 yılında Ermeni saldırıları sonucunda Bugün Ermenistan devletinin var olduğu topraklarda ki, köyünü terk ederek Türkiye’ye sığınan Azerbaycanlı ailelerden birisidir. Anne tarafım ise yine 1930 yılında, Ermenistan’ı terk ederek Türkiye’ye sığınan bir Azerbaycanlı ailedir.

SSCB döneminde, yine Rus Çarlarının politikaları devam ettirilmiş ve Zengezur bölgesi gibi bir çok Azerbaycan toprağı Ermenistan’a verilmiştir. Yine SSCB döneminde Azerbaycan toprakları olan Karabağ’da Ermeni nüfusu SSCB ve Ermenistan yönetimi tarafından artırılmaya çalışılmıştır. Bu çabalar sonucunda, Karabağ’ın önemli şehirlerinden biri olan Hankendi (Han Köyü)’nde Ermeni nüfus çoğunluğa ulaştırılmış, ancak Karabağ’ın Hankendi dışındaki bölgelerinde Ermeni çoğunluk oluşturulamamıştır. Şuşa, Laçın, Hocalı, Fuzili Ağdam, Kelbecer … gibi birçok şehri ve kasabası Azerbaycanlıların % 95 çoğunlukta yaşadığı şehirler olarak kalmıştır.

Şu da başka bir gerçekliktir. Bu gün Rus orduları, Ermenistan’da yerleşiktir. Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali, Rus ordularının desteğiyle gerçekleşmiştir.

Ermenistan diasporasının dünya çapında sürdürdüğü propagandalarda, Türkiye aleyhine söylediği sözlerin, neler olduğu konusunda bir şey yazmaya gerek duymuyorum.

Bugün Kafkasya’da hassas dengeler mevcuttur. Rusya ile Amerika ve Avrupa Birliği adeta, bir paylaşım savaşı sürdürüyorlar.

Bu koşullarda, Ermenistan’ın, her hangi bir Kurtuluş Savaşı olmadan, Azerbaycan Topraklarını, terk etmesi, ancak Türkiye’nin uyguladığı ambargoyu devam ettirmemesi ve sınır kapılarını açmaması ile mümkün olabilir.

Bu nedenle, Türkiye’nin sınır kapılarını açması ve ambargoyu kaldırması, Azerbaycan’ın işgal edilmiş topraklarını geri alması için tek seçenek bırakıyor. SAVAŞ

Bölgede SAVAŞ’ın ne anlama geleceği konusunu birşey yazmak istemiyorum. Sizlerin bu konuyu daha iyi tasavvur edeceğinizi düşünüyorum.

Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarında, işgali sürdürmesinin ne anlama geldiğini Ermenistan Diasporasının fark etmediğini düşünüyorum.
  • Bu gün Türkiye’de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan Ermeniler, Ermenistan’ın şu anda yaşadığı sıkıntılardan etkilenerek, ambargonun kalkmasını ve sınır kapılarının açılmasını istiyorlar. Oysa bu taleplerinin, kendi halklarına daha büyük zarara yol açacaklarını düşünemiyorlar. Savaşın, Azerbaycanın istediği gibi değil, onların istediği gibi sonuçlanmasının bile Ermeni milletine ne büyük sıkıntılar ve zorluklar yaratacağını düşünemiyorlar.
  • Diasporada (Türkiye dahil) yaşayan Ermenilerin, Ermenistan’da yaşayanların sıkıntıların bilmemesi çok doğal, ancak insanların düşünme ve hayal etme yetenekleri var. Bu yetenekleri kullandığımızda, sonucu ne olursa olsun, bölge insanına ne büyük zararlar verebileceğini görebilmek mümkündür.


    Tüm bu nedenlerle, Türkiye’nin Ermenistan sınır kapılarını açması, hem Türkiye Türklerinin, hem Azerbaycan Türklerinin, hem de Ermenistan vatandaşlarının zararına olacaktır.

    En önemlisi ise İki kardeş ülke arasındaki dostluk ilişkilerinin bozulmasına sebep olacaktır.
    Derneğimizin bu konudaki sloganlarını tekrarlayarak yazıma son veriyorum

    * Bir Millet, iki Devlet, bir YUMRUK olalım.
    * KAFKASLARDA YENİ BİR SAVAŞA HAYIR. Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarını terk etmedikçe, Türkiye Ermenistan sınır kapıları açılmasın.


    Saygılarımla
    İzmir Azerbaycan Kültür Merkezi Derneği
    Başkan
    Av. Cemal Mehmethanoğlu

Hiç yorum yok: